بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ فِى سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَٱسْلُكُوهُ ٣٢

«(Bundan) sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde, oraya sokun».

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ ٱلْعَظِيمِ ٣٣

«Çünkü o, O büyük Allaha inanmazdı».

– Hasan Basri Çantay

وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلْمِسْكِينِ ٣٤

«(kendisi) yoksula yemek (yedirmek şöyle dursun, başkalarını da) vermiye teşvıyk etmezdi»,

– Hasan Basri Çantay

فَلَيْسَ لَهُ ٱلْيَوْمَ هَٰهُنَا حَمِيمٌ ٣٥

«Onun için bugün burada kendisine (acıyacak) hiçbir yakın (ve dost) yokdur».

– Hasan Basri Çantay

وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنْ غِسْلِينٍ ٣٦

«Ğıslîn» den başka yiyecek de yokdur,

– Hasan Basri Çantay

لَّا يَأْكُلُهُۥٓ إِلَّا ٱلْخَٰطِـُٔونَ ٣٧

«Ki onu (bilerek) hataa eden (kâfir) lerden başkası yemez».

– Hasan Basri Çantay

فَلَآ أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ ٣٨

(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,

– Hasan Basri Çantay

وَمَا لَا تُبْصِرُونَ ٣٩

(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ ٤٠

Muhakkak o (Kur'an) Allah indinde çok şerefli peygamberin katî sözüdür.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍۚ قَلِيلًا مَّا تُؤْمِنُونَ ٤١

O, bir şâir sözü değildir. Ne az inanır (adamlar) sınız siz!

– Hasan Basri Çantay

وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍۚ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ ٤٢

(O), bir kâhin sözü de değildir. Siz ne az düşünür (adamlar)sınız!

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu